Yazar 05:10 Deneme

Çığlık / Toprak Artu

Kargaşa; darmadağınık notlar, antika kilimleri yakan izmaritler, muz kabuğuna basan sabun köpükleri, sakız çiğneyen betonlar, kasvet marşımı çalan Ramazan davulcuları, kurtarma yazılısı isteyen hayat okulu öğrencileri, intihara teşebbüs edecek cesareti toplayamayanlara kopya verenler, tavanı inceleyen kültürlü beyinler,
Beni zorlamayın, bütün kitabı silmek istiyorum. Çok ciddiyim, her şeyi silbaştan yaratmak istiyorum. Ortalıkta saf saf dolaşan romantiğin, “Evet işte evet buldum, size söylemiştim her şey çok açık” dıye haykırmasını istiyorum. Posta arabasını soymak istiyorum. Cindy Crawford’u soymak istiyorum. Cümbüş istiyorum. Yarın ölecek olan herkesle tanışmak istiyorum. Bulutları salıncak yapmak istiyorum, varsın zincir kopsun. İtiraf ediyorum, hiçbir şey öğrenmeden her şeyi bilmek istiyorum. Görmek istiyorum.
batık can simitlerine sarılan sığ şarlatanlar, kasık tüylerimize sürtünen televizyon antenleri, araba çöplüğünde çürüyen yaban at hurdaları, testereyle doğranan yaz petunyaları, peşi sıra ürüyen it sürüleri, yontulan imgeler,
Huzur istiyorum. Değimeliyim… Huzur ve düzen; olanaksız. İkisine de adapte olamayacak kadar geçimsiz bir süredir tadını çıkarıyorum yabancılığın. Şefkat istiyorum. Mayışmak istiyorum. Pencereme çiseyen yağmur damlasıyla evlenmek istiyorum, kadife kumaşın kucağında yalpalamak istiyorum. Zaman istiyorum, ferahlamak istiyorum.
gece yarısı konukları, yırtık dondan fırlayan bekçiler, pis kokan çarşaflarda dizkapaklarıma batan raptiyeler, dişçinin bekleme odasında yankılanan yelkovan tiktakları, çığırından çıkan buharlı tren, bağırsaklarımda patlayan balkabağı, hesap soran yargıçlar, küveti taşıran çan sesleri, gaipten gıcırtılar, manifestolara sızan tarih dersi,
Çandarlı Halil İbrahim Paşa’nın haksızlığa kurban gittiğine inanıyorsanız 900 968 368’ı tuşlayabilirsiniz. Çandarlı’nın kim olduğunu bilmiyorsunuz sevdiğiniz kadını ya da adamı arayın. Sizin bok yoluna gittiğinize inananlar 900 x 968 x 368’ı ararlar… Salonumda bir şişe var, içindeki notta “Düşlerini Kaybetme” yazıyor. Birinin gelip o şişeyi kırmasını istiyorum. O birisinin birisi olmasını istiyorum, adını söylemem.
“Hadi gidelim” demek istiyorum. “Gel koluma gir. Beni bu dipsiz kuyudan çıkar, çıkar ki seni yukarı çekebileyim. Trenden inince başka bir şehirde oluruz, sıkılırsak yine bir trene bineriz. Yeterince yürürse insan her yere, bedava giden bir taşıt bulur.”
bi’ deri bi’ kemikle kayın doyuran katıksız hasretler, silik sevda çağrıları, bıkkın gözlerin girdaplarına yelken açan veda valsleri, çatlak duvarların melankolik desenleri, zırhlanan tebessümler, sürülen gözyaşları, çamura sıvanan yıldızlar,
Küçükken bayıla ayıla gittiğim ama bugün içimi daraltan ç

Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close